KRAL'ın son konseri

14 Eylül 2007 Cuma

Dün gece saat üç suları

Uyandım.Davul sesleri bir gölgenin ayaksesleri gibi geçiyordu sokağımdan.
Kimileri korkar bilirmisin sahur davulcularından.
Çocukları korkutmak için haminnelerin uydurduğu masum yalanlardır,bilinçaltlarını uyaran ve yaşı kırka gelsede insanı korkuya iten...



Uyandım.Düşünmeye başladım,hiçbir zaman dedim hiçbir çocuk böyle korkutulmamalıdedim
Öyle ya benim çocuğum yaramazlık yapmasın diye neden bazı meslek grupları 'öcü' ilan edilsin.
Doktorlar iğne yapar,evsizler çocuk çalar,duvarda duran ağlayan çocuk resmi öcüdür
(Hoştur bugünlerde yıllarca lanetli resim olarak anılan bu resim 'avrupa yakası' dizisindeki burhan Altıntop karakterinin salon duvarında arzı endam eden ÇİKO olarak tanınıyor artık)


Korkularla yoğurulmaya başlar küçük dimağlar ve birgün gelipte erişkin olduklarında daha büyük korkuların esiri bir hayattır yaşamaya çalıştıkları...










Uyandım.Bir derin karanlığı bölerken davulcuların ahenkli sesleri,ben bunları düşündüm.



Sonra uyku tutmadı,yatakta doğruldum bir kahve içmeye karar verdim.
Mis gibi kahve kokusu, doldururken mutfağın içini aklıma kolombiyalı kahve üreticileri geldi.Yoksul kahve işçileri dünyanın en muhteşem kahvesini içiyor,kimbilir ne pişirme teknikleri vardır,ne keyifle içiyorlardır onca yorgunluğun üstüne diye düşündüm.
Demekki keyif yoksul zengin ayırdetmiyor.
Tadına varılacaksa hayatın fırsatı kişi yaratmalıdır sonucuna vardım.
Kahvem bitmişti.Damağımda kahve tadı,pencerenin önünde az evvel gölgelerin ayaksesleri gibi gümbür gümbür karanlıkta kaybolan,davulcuların uzaklaştığı yöne doğru baktım.

Başlarken....

Keyif verici maddelerle ilgisi yok bu blogun.Hayatın keyifli yönlerini keşfetmek,bir taze meyve kokusu gibi ciğerlere dolan hayatın güzel yönlerini keşfetmek ve paylaşmak adına açıyorum bu blogu.Katkılarınız ve yorumlarınızla bir keyif yolu olustururuz belkide kimbilir....