KRAL'ın son konseri

4 Ekim 2007 Perşembe

Sadece sesimi duydu,gerisi bana kaldı




Sadece sesini duymak istemiştim dedi ve kapattı telefonu...




Saat sabah karşı bişileri bişi geçiyor olmalıydı,benim uykumun en sakin kısmında bir kamyon geçmişti düşlerimin üstünden.Tıpkı birkaç yıl önce kalbimin üstünden geçen tren gibiydi.O zamanda bir yerleri acımıştı kalbimin,

sanki bir parça kopmuş; sonsuza dek kanayacaktı.



Sadece sesimi duymak yetecekti ona,emin olacaktı aklınca iyi olduğumdan.İyi olmam,devam edebilmem ve tek başınada olsa yürüyebilmem ona yetecekti.Kendi tercihim olmayan bir yalnızlıkta teknemin yolalıyor olabilmesi onu rahatlatacaktı.Her sabah beraber kahvaltı ettiğimiz,işe yetişmek için koşturduğumuz,doğacak çocuklarımıza isim biçtiğimiz -doğduklarında
başka başka isimleri tercih ettiğimiz- ve sonra bir gece vakti kaybettiğimiz o eski hayattaki gibi mutlu olacağımı düşünmek yetecekti ona...


Sadece sesini duymak istemiştim dedi ve kapattı telefonu...
Eski hayatlar,eksik hayatlar,yaşanmamışlıklar,yaşanıpta önemsenmeyenler,gidince geliverenler ve geldiklerinde zaten çoktan gitmiş olanlar...Hepsi sıra sıra geçerken gözümün önünden yüzümde ne acı vardı ne öfke.Hiçbirşey...




Ben yine her sabah 6,45 te ayakta olmak zorundayım.sabahın ilk kahvesi dudaklarıma değdiğinde,kulağımda aynı ses yankılanmalı olanca neşesiyle.'Funiculì, Funiculà' Sicilyanın o tatlı neşesi... ve kahvemi ağzımda dolaştırırken içime çektiğim nefes,genzime dolan kahve aroması...arabada çalan müzik,haftasonu gezileri,market listesi,konserler,izlenecek filmler,hep ertelenen işlerhayatın küçük önemsiz hatta kimilerine göre sıkıcı sayılabilecek keyifleri işte bunlar benimle,bunları götüremedi benden...


Sadece sesini duymak istemiştim dedi ve kapattı...Yalan,apaçık yalan.Sadece sesimi değil keyfimide duymak istemişti...Keyifli adam her zaman keyiflidir. Üzülebilir,ağlayabilir,kaybettiğini sanabilir.
Ama her kaybettiğinde mutlaka birşeyler kazandığınıda bilir.

Hayatın keyiflerini yakalamak ve o keyifleri küçükte olsa mutlulukla yaşamak....



Ve gitti...Gecenin kimbilir kaçında saat kaçı kaç geçiyordu bilmiyorum. Ama aklımdan yarın sabahın pazar olduğu geçti,evimdeydim işte bir sabah.gülümsedim,sımsıkı büründüm örtüme uykuya daldım....

2 yorum:

H2o dedi ki...

içimi sızlattı..
bundan yaklaşık üç sene önce
bir sabah
telefonum çalmıştı. saat sekizi 28! geçiyordu...
sesimi duydu ve kapattı, yıllar sonraydı.... gideli çok olmuştu, dönüp tekrar gideli de...
artık sesimi duyup kapatmasına izin vermiyorum, saatler; kaçı kaç geçiyor umrumda değil...

keyifliadam dedi ki...

işte bu değilmidir hayat gerçektende..İzin verdiğimiz kadar girebilir insanlar içine.Biz hep baskalarını suclasakta sebeb biz değilmiyiz gerçektende? bloguma geldiginiz için tesekkur ederim